Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez, “Çocuklar üzerinde kimlik erozyonu oluşturmak doğru değil” dedi.
Kredi Almak İsteyenler Mutlaka Tıklayın! Anında Başvurun!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Noel tüketim ekonomisi üzerinden çocuklar üzerinde bir kültür ve kimlik erozyonu oluşturmak doğru değildir.” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Görmez, Yılbaşı kutlamaları ile ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Görmez, “Gönül ister ki her Yılbaşı bizim iç içe geçmiş muhasebelerimizi yaparak insanlığımızı yeniden kurduğumuz bir milat olsun. Benim gönlümden geçen Yılbaşı böyle bir yılbaşıdır.” dedi.
Her yılbaşından iki hata yapıldığını aktaran Görmez, şöyle devam etti: “Hem bilgi olarak hem uygulama olarak iki hatayı yapıyoruz. Birincisi Noel ile yılbaşını birbirine karıştırıyoruz. Tamamen Hristiyanlığın bir simgesi haline gelen Cristhmas dediğimiz Hz. İsa’nın doğum ayininin gerçekleştiği 24 Aralık ve 25 Aralık, bazı yerlerde de 26 Aralık’a uzanan tarihlerde kutlanan Hristiyanlığın Noel’i ile, ki Hz. İsa’nın doğumu Batı kiliselerinde 24–25 Aralık, Doğu kiliselerinde 6 Ocak’tır. Luka İncili’ne göre ise Hz. İsa dünyaya geldiğinde mevsim kış mevsimi değildir, bilakis çobanların kuzularını otlattığı bahar mevsimidir. Ben o tartışmaya girmek istemem. O Hristiyanlığın kendi iç tartışmasıdır. 24–25 Aralık Batı kiliselerinde Hz. İsa’nın doğumu olarak kabul edilen Noel Bayramı’dır. Bu ayrı bir şeydir Yılbaşı ayrı bir şeydir.”
Görmez, ülkemizde ve dünyada her iki uygulamanın birbirine çok yakın olduğu için karıştığını kaydetti. Görmez, “Türkiye’de maalesef tamamen Noel’in bir parçası olan Noel Baba, çam ağacı, ışıklandırmalar… Bunlar yılbaşına taşınarak Noel ile Yılbaşı ikisi birbirine karışıyor.” ifadesini kullandı.
“NOEL TÜKETİM EKONOMİSİ ÜZERİNDEN BİR ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN BİR KİMLİK EROZYONU OLUŞTURMAK DOĞRU DEĞİL”
Noel ve yılbaşının sadece dinler tarihi açısından değil, sosyoloji ve kitle psikolojisi açısından da değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Görmez, “Pek çok konuda tüketim kültürüne atıfta bulunan sosyal bilimcilerimizin bu konuda kalemlerini esirgemesini eksiklik olarak değerlendiriyorum. Çünkü Noel ve Yılbaşı meselesi aynı zamanda kadim pagan kültürleri ile kapitalist tüketim kültürlerinin iç içe geçtiğini gösteren uygulamalardır. Özelikle bu açıdan değerlendirmek lazım. Dünyada bir Noel ekonomisi oluşmuştur. Filmlerle, pazarlamaları ile ürünleri ile düşündüğünüzde bir Noel tüketim ekonomisi ile karşı karşıya insanlık. Benim Diyanet İşleri Başkanı olarak en çok itiraz edeceğim husus, bu Noel ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinden bir kültür ve kimlik erozyonunu oluşmasıdır.” diye konuştu.
Buna milletin ve aydınların kafa yorması gerektiğini söyleyen Görmez, “Noel tüketim ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinde bir kültür ve kimlik erozyonu oluşturmak doğru değildir.” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIN ZAMAN FENOMENİNDEN İNTİKAMINA BENZETİYORUM”
Görmez, şunları dile getirdi: “İki sorun var. Biri Noel ile yılbaşının tamamen birbirine karıştırılması. İkincisi ise yılbaşının, tamamen bir kitle kendisinden geçercesine, insanların kendilerini unuturcasına bir eğlence sektörüne dönüştürmesi. Bu kitle eğlencelerini izlediğimizde ben şahsen kitle psikolojisi açısından insanların zaman fenomeninden bir intikamına benzetiyorum. Zamana ‘sen misin benim hayatımdan bir yıl alıp götürdün, öyleyse ben de kendimi unuturcasına sabahlara kadar’, hele bu birde içki ile kumar ile piyangolarla, totolarla, lotolarla birleşince bunu onaylamak mümkün değil. Doğru değil bunlar. Gönül ister ki her Yılbaşı insanoğlunun iç içe geçmiş muhasebelerini yaparak, kendi insanlığını yeniden kurduğu bir milada dönüştürmesi, geçmiş yılın muhasebesini yapması, gelecek yıla kavuşturduğu için de yaratıcısına şükrederek zamanını geçirmesidir.”
MİLLİ PİYANGO
Görmez, milli piyango çekilişleri ile ilgili ise “Aşırı tüketim kültürlerinin insanların önüne koyduğu en büyük yanlışlardan bir tanesi, emek sarf etmeden, hiçbir çaba sarf etmeden zengin olma duygu ve düşüncesidir. Bu duygu ve düşünceye hitap etmek için de tüm toplumlarda yeni sektörler oluşmuştur. Eskiden kumar bu sektörün en kadim argümanlarından bir tanesidir ama modern zamanlarda piyangolar, lotolar, totolarla insanoğlunun bu yanlış düşüncesini karşılamak için bir takım müesseseler kurulmuştur. Bunların hiçbirinin herhangi bir inanç sisteminde, emeği kutsal sayan ahlak sistemlerinde kabul görmesi mümkün değildi.” değerlendirmesini yaptı.